Header Ads

ANALİZ 7: İŞGAL VE REFAH

Geleneksel yönetimleri devrilen, dini ve yerel kurumları altüst edilen toplumlar adeta görünmez ordular tarafından işgal edildi. 

Sanayi devrimi öncesinde bir ülkeyi işgal etmek için ordu toplanarak sefere çıkılır, karşı tarafın ordusu mağlup edilir ve devlet yönetimine el konulurdu. İşgalci ülke yönetim kurumlarına kendi adamlarını yerleştirir, yenilen ülkenin ordusu tasfiye edilir ve direnci kırılırdı. Sonrasında ülke kaynakları sürekli şekilde merkeze aktarılır, ele geçirilen ülkenin insanları ise bu kaynak aktarımının sürekliliğini sağlamak amacıyla eğitilerek ya da zor kullanılarak kontrol edilirdi.

Bu; zamanla sonuçları zenginlik getirse de işgalci açısından gittikçe zor ve pahalı bir sürece dönüştü. Sonuç olarak orduyu beslemek, asker toplamak, masrafları finanse etmek ve savaştırmak zor bir işti Üstelik karşı taraf güçlü ise durum daha da riskli bir hal alıyordu. 

Bunun yerine ülkelerin kaynaklarını kullanmak için toplumlarını dönüştürme yoluna gidildi. 2. Dünya Savaşı sonrası kurulan bu sistemde savaşmadan ekonomik kurumlarla ülkelerin yönetimleri ele geçiriliyor ve kaynakları Üst Yapı’ya aktarılacak şekilde sisteme entegre ediliyor. Toplum ise modern hayat, çağdaş hayat tarzı gibi kavramlarla uysallaştırılıyor ve sürece gönüllü katılımı sağlanıyordu. Toplumlar yönetimlerine getirilen kuklalar sayesinde kendi çıkarları doğrultusunda o ülkenin içinden çıkan insanları yönetiliyordu. Sonuçta ordu ve insan zayiatı olmadan ülke kaynakları dirençle karşılaşılmadan kullanılıyor ve ekonomik kurumlar üzerinden merkeze aktarılıyordu. Ortaya çıkabilecek yönetimsel dirençler askeri darbeler ve sivil kalkışmalarla bertaraf edilerek sistemin devamlılığı sağlanıyordu.

2. Dünya Savaşı'ndan sonra işgal gelişen kitle iletişim araçları ve uluslararası kurumlar eliyle gittikçe daha etkili bir hale dönüşüyor, etkinliğini ve yayılım alanına genişletiyor. 

Günümüzde dünya üzerinde bu şekilde işgal edilmemiş ülke hemen hemen yok gibidir. Daha kötüsü  modern hayat ve refahın paylaşımı gibi kavramlarla sahip olduğumuz tüm zenginlikler sürekli bir şekilde işgalcilerin hazinelerine taşınıyor.


1 yorum:

  1. Bir ekonomik tetikçinin itirafları John Perkins ne diyordu? "Tetikçiler işi bitirmez ise en son çare görev Amerikan Deniz piyadelerine verilir" kuklaları iş başındayda Amerika'nın müttefikligi dostluğu (!) Ebedidir.

    YanıtlaSil

Blogger tarafından desteklenmektedir.