ŞUBAT 2021: EKONOMİK PROBLEMLER, ZORLAŞAN HAYAT ŞARTLARI VE BEKLENTİLER
Uzun zamandır tüm muhaliflerin tek argümanı “kur fırladı,
ekonomi battı, pahalılık-fakirlik diz boyu vatandaş öldü bitti vs”
Fiyatların arttığı, sıkıntıların olduğu bir gerçek. Siyasi nedenlerle bunu yok saymak, görmezden gelmek en hafifinden vicdansızlık olur
Peki bu durumun nedeni ne, neden böyle oldu?
Herşeyden önce ekonomide batmanın ve çıkmanın tek ölçüsü
BÜYÜME’dir, az da olsa büyüyen her ekonomi sağlıklıdır
Türkiye ekonomisi 2002’den bu yana aralıksız büyüme rekorları kırmıştır (global 2008 krizi hariç)
Türkiye’nin 15 Temmuz’u gömmesinin ardından ABD/Londra merkezli ekonomik operasyonlar tam da John Perkins’in kitaplarında anlattığı şekliyle başlar.
İlk yediğimiz operasyon Ağustos 2018 tarihli Kur Artışıdır
Operasyon 3 ABD/İngiliz bankasının karşılığı olmadan TR piyasasından dolar alım talebinde bulunmalarıyla yapıldı
Ekonomi yönetimi buna swap kısıtlamaları / aktif rasyosu düzenlemesi gibi önlemlerle karşılık verdi, kur 5,70 lerde sabitlenebildi.
Geçen 2,5 yılda benzer 2 operasyon daha yapıldı ve kur
dalgalanmalarla bugünkü seviyelere geldi
Bu operasyonlar günlük kıyafetli birinin üzerine bir şarjör
merminin boşaltılması ile +
aynı etkiyi yapar
“Ekonomimiz sağlam değil, yoksa bundan etkilenmezdik”
diyenlerin mantığı “
bir şarjör mermi yedin ama neden çelik yeleksiz sokağa çıkıyorsun” diyen biriyle aynı
Bu ifade saldırganla aynı yerde durduklarını gösterir
Ekonomide kurlara bağlı maliyet artışları ile maliyet / fiyat dengesi bozulmaya başladı
Kur operasyonuna ilave olarak 2. aşamada yarı mamul ithalatçıları, toptan halleri gibi yerlerde piyasayı kontrol edenlerle manipülasyonlar yapıldı, kur artışının çok üzerinde yapılan zamlarla piyasanın fiyat dengesi altüst edildi
Amaç artan kurlarla dengesi bozulan piyasalarda fiyat istikrarını bozmak ve sosyal medya kampanyaları ile desteklenen muhalif kışkırtmalarla yönetimi yıpratmaktı
Normal şartlarda dünyanın her yerinde bu yöntem işe yarar, neticede ortalama yurttaş cebine ve geçimine bakar, hayat standardı düşen kimse yönetimden memnun olmaz
Üstüne üstlük organize bir kışkırtmaya maruz kalırsa kontrol edilemez bir kaos başlar
Uygulamaya konan şu senaryo boşa çıktı, peki neden?
Senaryoyu tekrar hatırlayalım:
1 - Uluslararası bankalar kuru fırlatır, maliyetler artar
2 - İçerideki tekelci sermaye hammadde ve perakende
kanallarında fiyatları artırır +
3-Muhalefet + sosyal medya kanalları işletilerek propaganda
yapılır
4-Yaygınlaşan memnuniyetsizlik tepkiye dönüştürülerek erken
seçim zorlanır
Unutmayın, 2020’ye işsizliği azaltmış, ekonomiyi büyütmüş olarak giren Trump çıkarılan sokak olayları, Corona depresyonu ve artan işsizlik yüzünden tepetaklak oldu
Türkiye’de bu planın (henüz) tutmamasının nedeni ise; muhaliflerin sandığı gibi iktidar destekçilerinin cahilliği değil, milletin gerçekte neyin ne olduğunu net şekilde görmesi ve ferasetini muhafaza etmesi kadar muhalif aktörlerin hangi kurgunun içinde yer aldıklarını bilmesinden geçiyor.
Örneğin, %10 gibi oy da alsa kimse yıllarca kenarda bekletilen şaibeli bir eski siyasinin derdinin milletin açlığı – fakirliği olmadığını biliyor
Fetö – kaset operasyonuyla siyasete sex kaseti mahsulü
mezhepçi ekipler ise artık herkesin midesini bulandırdı
Bu da tutmayacak, daha sonra yapacakları da.
Son 25 yıldaki tek kazanımları olan İBB deki şaklaban da aynı Nurettin Sözen gibi kuyruğuna teneke bağlanarak gidecek, göreceksiniz
Peki bu tür spekülatif fiyat artışları ile nasıl müdahale edilecek:
Piyasaları her tür rekabete açarak ve kümelenmelerin önüne geçerek
Örneğin içeride metal sac fiyatları 2 ye katlanmışken hala piyasayı 2 fabrika + 3 ithalatçı kontrol ediyor.
Böyle durumlarda ani ithalat izinleri çıkarılması ve kısa sürede alternatif piyasaların oluşturulması fiyatların bu şekilde kontrol edilmesini engeller
Benzer şekilde meyve-sebze fiyatları yakın zamanda seçim öncesi kolayca maniple edilip 2-3 katına fırlamıştı.
Yerel seçimlerde istedikleri sonucu alınca 10 TL olan
patates 1,5TL indirilmişti
Bunu İstanbul’daki 2 Gıda Hali'nde piyasayı kontrol eden birkaç aracı üzerinden yaptılar.
Eğer 16 milyonluk şehrin tüm yaş meyve sebzesi 2 hale gelirse bundan kaçamazsınız
Çözüm her ilçede rekabete açık haller oluşturmak ve üreticinin direkt buralara erişimini sağlamaktır
Piyasa mekanizmalarını düzgün çalıştırmazsanız bu tür oligarşik kümelenmelere ve benzer sonuçlara neden olur.
Kimsenin şüphesi olmasın
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder